10 Ocak 2010 Pazar

2010 TÜRKİYE (İç Siyaset)

Geçen yazıda dış siyaset analizi yapmış ve bu yazıda da iç siyaset analizi ile 2010 yılını değerlendireceğimizi belirtmiştik.Geçen yazıdaki en belirgin nokta ve değinilmesi gereken konu dış siyasetteki belirgin hatların iç siyasette olmamasıydı.Yani ülkenin iç siyaseti, farklı başlıklarla değişmeye çok müsait olduğundan bu günkü yazıda da bu sene ülke gündemine girecek farklı konuları ve sonuçlarını değerlendirmeye çalışacağız.

Öncelikle 2010 yılı, normal şartlar altında bir seçim yılı olmadığından, erken seçim ihtimalinin gerçekçi bir fikir olarak gözükmemesinden ötürü mevcut siyasi iktidarın devamını yaşayacağımız bir sene olacak.
Bundan önce her zaman tartışılmış ve geçen yılın sonlarında daha da yoğun tartışılan yasama - yargı ilişkisi ve birbirlerine olan üstünlük mücadelesi bu sene de mevcut durumunu aynen devam ettirecektir.Yargıtay da ki 33 boş koltuk ve bu duruma bağlı olarak yapılacak seçim bu senenin hemen başında yargının işlerliğini sürdürmesi açısından öncelikli konudur.Ayrıca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve hükümet arasında sürekli devam eden çekişme ve dinleme olayları bu sene içinde de çok tartışılacak.
Kapatma kararı ile isim değiştiren eski DTP li yeni BDP liler yine İmralı’dan gelecek talimatlar ile politikalarına yön verecekler.Ve de yılın muhtelif bölümlerinde provokatif eylemlerine devam edecekler.
Habur’dan gelenlerin kahramanca karşılanması sonucu sekteye uğrayan Demokratik Açılım Projesi’nde bu sene yeni ve somut adımlar atılmaz ise bu projede devletin uygulayamadığı bir projesi olarak tarihte yeni alacaktır.Ayrıca Sivil Anayasa ile ilgili fikirler bu sene de belli dönemlerde tartışılacaktır.Ama diğer projede olduğu gibi bu projede de gerçekçi bir yaklaşım olmaz, toplumun tamamına yakının ortak olduğu bir noktaya gelinmez ise geçmiş senelerde ki gibi yine bu anayasa fikri sadece tartışılmakla kalır.
İç siyasetin belki de halka en yakın olan kısmı yerel iradeler de seçimden sonraki ikinci yıllarını geçirecekler , bu sene.Ve de ne yazık ki bir çok belediye başkanı halka hizmet vermek için yeni seçimin bir yıl öncesini bekleyecekler.
Ve de ülke gündeminin en önemli iki konusu… Ergenekon Davası ve Hükümet-Asker ilişkisi

Ergenekon Davasında süreç hala devam etmekte.Ve de bu süreç yeni gözaltına alınmalar,tutuklamalar ile ordunun üst kademelerine sıçrarsa ,o zaman zaten pamuk ipliğine bağlı olan ilişkiler de taraflar ne kadar sertleşir ve ilişkiler nereye sorusu çok ama çok önemlidir.Ayrıca yine sürmekte olan Kozmik Oda İncelemeleri sonucunda gerçekten önemli bulgulara rastlanılırsa ,asker içinde suikast girişimi iddiaları içine adı karışmış yetkililer bulunursa ordu kendi içinde tasfiyelere girmelidir.Nasıl ki Arjantin’de Cunta Dönemi tekrardan sorgulanıyor ve suçlular belgeleri ile ortaya çıkartılıyorsa aynı durum ülkemizde de uygulanmalıdır.Kozmik Oda İncelemeleri sonucunda hiçbir şey bulunmaz ise ‘biz aradık bir şey bulamadık’ demek de öyle kolay bir geçiştirme olamaz.Çünkü ülkenin askeri olarak en önemli belgelerinin korunduğu bir odaya girilmiştir.Ve de bu bir sivil aramadır.O yüzden bu şekilde bir girişin sonucunda Türk ordusu zarar görmemelidir

Yeni senede bunlar dışında da bir çok gündem maddesi olacaktır.Ama temennimiz, değişen gündem de sağduyunun ve ülke menfaatleri doğrultusunda gelişmelerin olmasıdır.Kurumların birbirleri üzerinden yaptıkları iktidar kavgaları ülkenin hiçbir şekilde yararına olmaz.Her kurum öncelikli olarak kendi sorumluluk alanlarında görevlerini sürdürmelidir.Ve de umarız ki bunların yaşandığı,geçmiş senelerde yaşananların olumsuzluların yaşanmadığı bir sene olur.
ERDEM ÇETİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder