15 Şubat 2010 Pazartesi

BİTMEYEN BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞMASI!

12 Eylül 1980 darbesi oluşu açısından ,öncesi ve sonrasında ülkeye getirdikleri bakımından çok tartışılmıştır ve tartışılmaya devam edecektir.Ülke demokratik olmayan bir yönetimle kendine yeni bir anayasa belirlemiştir.Ve de bu anayasa doğal olarak sivil iradenin tamamen dışında bir anayasa olmuştur.Durum böyle olunca da o tarihten önce demokratik hak olan olguların sınırlandırılması kaçınılmaz olmuştur.İşte sınırlanan bu demokratik hakların en önemlilerinden birisi ;başörtüsü takma özgürlüğünün kimi alanlarda kısıtlanmasıdır.

Ülkede 80 öncesi dönemde bu kadar ciddi bir problem olmayan başörtüsü takma özgürlüğü bu tarihten sonra siyasal iktidarların da tutumları ve soruna konan yanlış teşhisler yüzünden içinden çıkılmaz bir hal almıştır.Başörtüsü takıp takmama inanç özgürlüğü noktasında insanların bir tercihidir.Ve de başörtüsü takma laik düzene karşı gelme, siyasal rejimi bozmaya kast etme değildir.Ama elbette ki bu özgürlük bütün özgürlükler gibi sınırsız olmamalıdır.Peki bu özgürlük nereye kadar olmalıdır?Mevcut anayasa şu anda işlerliğini koruyorsa bu doğrultuda çözüm üretilmelidir.Ülkemizde bu tartışmanın en ateşli olduğu platform,üniversitelere başörtüsü ile girilip girilememe konusudur.İşte sorunun çözümü noktasında en önemli yer buradır.Eğer kişi kamuda hizmet veriyorsa; başörtüsünü çıkartmalı,hizmet alıyorsa başörtüsünü takabilmelidir.Yani bir devlet hastanesinde hasta başörtüsü ile tedavi olabiliyorsa ve doktoru ona hizmetini belirlenen kılık kıyafet ölçülerinde veriyorsa aynı durum üniversitelerde de geçerli olmalıdır.Çünkü hizmet verilen üniversite öğrencileridir.

Aslında sorun ,siyasi iktidarların olaya siyasi rant olarak bakmasıdır.İmam Hatipleri arka bahçesi olarak görenler,başörtüsünü yobazlık olarak gösterenler soruna çözüm üretmek bir yana daha da çözümsüzlük ortamı yaratmışlardır.Ve de onlar yüzünden maalesef sorun bitmeyen ,bitmeyecek bir sorun haline dönüşmüştür.

ERDEM ÇETİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder