26 Kasım 2010 Cuma

500 Days Of Summer



"Yılın birçok günü aleladedir.Başlar ve biter.Hakkında hiçbir şey hatırlanmaz.Birçok günün,hayatın akışına etkisi yoktur.Tom'un öğrendiği bir şey varsa,o da basit bir günlük olayın üstüne olağanüstü kozmik anlamlar yüklenmemesi gerektiğiydi"

Bu filmden benim aldığım mesajlar bunlardı.Filmin sonunda belki "hemen herkesin hayatında en azından 1 defa yaşamış veya yaşayacak olduğu,aslında sıradan göründüğünü düşünebileceğimiz bir hikayeydi" diyebilirsiniz.Ancak film henüz başlarken tedbirini alıyor ve girişteki notla sizi buna karşı uyarıyor: "This is not a love story,this is a story about love/Bu bir aşk hikayesi değil,aşk hakkında bir hikaye."

Aslında ana konu dışardan bakılınca gayet klişe duruyor ancak filmi çoğu Hollywood romantik-komedi-dram vs türlerinden ayıran yani ise bu klişe üzerine farklı şeyler söylemesi ve hayatın gerçeklerini tokat gibi suratımıza vurması.Filmin sonunda veya ortasında herhangi bir yerinde esas oğlan veya esas kızın sürekli mükemmel bir ilişki yaşadıkları falan yok.Zaten film başlarken aslında hikayenin ne kadar boktan olacağını size sürekli söylüyor film.Baştaki yüzük mevzusuna aldanmayan yoktu heralde.

Filmin kurgusuna da değinmeden edemem.Şahsen bu tarz bir filmde bu kadar iyi bir kurgu gördüğümü hatırlamıyorum.Kurgu,500 gün içerisinde farklı günler seçerek hikayenin hatlarını çok iyi bağlayan bir santral niteliğindeydi.Bu arada filmdeki "expactations and reality" kısmı beni benden aldı.

Son olarak filmin esas kızı Zooey Deschanel (Summer) hakkında bir çift laf söylemezsem rahat edemem.Aradığı adamı bulana kadar birlikte olduğu adamı hacamat eden ve çoğu erkeğin filmin sonunda gıcık yediği bir karakter olmayı başarmıştır.Ben de onlardan biriyim.Her neyse çok konuştum,en kısa zamanda bulup izleyin derim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder