17 Kasım 2009 Salı

DARBE PLANLARI UZANTISINDA TÜRK HUKUKU

Ülkemizde hukukun ne kadar üstün bir güç olup, ne kadar olmadığı geçmişten bu yana tartışılır.Çeşitli anayasalarla günümüze kadar gelmiş ülke hukukumuz ne yazık ki son zamanlarda ciddi şekilde zedelenmektedir.Sivil ve askeri otoritenin çekiştiği zamanlar olmuştur ama bu çekişmenin içine hukukun da müdahil olması olayı son derece vahim bir hale sokmuştur.

Türkiye’nin değişen gündeminde Albay Dursun Çiçek ismine uzun zamandan beri yoğun bir şekilde rastlanmaktadır.Darbe girişimi ile bilgi ve belgeler uzun zamandır basının önemli bir haber kaynağı olmuştur.İddialar ile başlayan bu belgeler artık resmiyet kazanmıştır.Yani bu belgelerin altında Dursun Çiçek imzasının varlığı kesinleşmiştir.Ama bu olayın basına yansımasından sonra akıl almaz olaylar birbiri sıra gerçekleşmiştir. Önce bu belgeye imza atan albayın imzasının olduğu belgenin fotokopi olduğu söylenmiş ve albay 18 saat sonra serbest bırakılmıştı.Ardından adli tıp tarafından belge incelenmiş ve belgenin üzerindeki ıslak imzanın da albaya ait olduğu anlaşılınca gözaltına alınan albay bu seferde 43 saat sonra serbest bırakılmıştır.Ancak bu seferki alınan karar kafalarda soru işaretleri bırakan bir karar olmuştur.Albayın kaçak şüphesi olmaması gerekçesi ile serbest bırakılması gerçekten de üzerinde durulması gereken bir karardır.

Şimdi akıllara şu sorular gelecek ve de muhtemelen cevaplar alınamayacaktır.
_Hakkında bu kadar somut deliller olan biri neden sürekli serbest bırakılmak istenir?
_Gladyoyu ülkesinde ortaya çıkaran İtalyan savcı Felice Casson bu çalışmalar sırasında yargı ile cunta arasındaki bağın ne kadar tehlikeli olduğunu önemle vurgulamıştır.Böyle bir bağ ülkemizde de mevcut olabilir mi?
_Bu kilit ismin yargılanması ordu içindeki olası diğer cunta taraftarlarını gün yüzüne çıkartabilir endişesi mevcut mudur ve serbest bırakılma ısrarı bunun bir tezahürü olabilir mi?
_Henüz suçlu olup olmadığı kesinleşmemiş olsa bile albay terör örgütü üyesi olmakla suçlanmaktadır.Böyle bir suçun cezası eskilerde idam iken şimdi müebbet hapis cezasıdır.Tüm bunların ışığında terör örgütü kurmak ve darbe girişiminde bulunmakla suçlanan zanlıların kaçı adresi belli gerekçesi ile serbest bırakılmıştır?

Sonuç olarak Dursun Çiçek’in eylemi organize bir suç kapsamına girmektedir.Bunlar olurken de maalesef hukuk yine belli zümreler tarafından yönlendirilmiştir.Adaletin herkes eşit olduğu iddia edilirken albaya uygulanan durum ayrıcalıktan başka bir şey değildir.Gözaltına alınmalar, yaşanan süreç,ve de yukarda sorulan sorular bağımsız yargı kavramının ne kadar işler olduğunu gözler önüne sermiştir.

ERDEM ÇETİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder