16 Mart 2010 Salı

Güdü,Hedef,Ödül Triosu ve Kişisel Karar Teorisi

Günlük yaşamda,bir problem karşısında bazen kimse harekete geçmezken bazı insanların hızlıca harekete geçip sorunu çözmeye odaklandıkları ve hedeflerine,uzun sürse de,azimle çalışıp odaklarını gözlemlemişimdir.Bu insanları diğerlerinden ayıran nedir sorusunun bir veya birden çok yanıtı mutlaka olmalıdır.Bu cevaplardan birisi de o kişilerin güdülenme düzeyiyle ilgilidir.
Herhangi bir eylemde bulunma eğilimini güdülenme; bu eğilime neden olan belli bir ihtiyacımızı veya isteğimizi de güdü olarak adlandırabiliriz.Güdü kelimesinin özünde mevcut bir hedefe vurgu vardır.Bu hedefe ulaşma doğrultusunda davranışların yönlendirilmesi de güdülenmedir.
Farz-ı mahal,bir ilköğretim okulunda herhangi bir sınıftaki öğrencileri gözlemlediğimizde bazı öğrencilerin derse hazırlıklı geldiklerini,derse istekli katıldıklarını ve ödevlerini zevkle ve istekle yaptıklarına şahit oluruz.Ancak bazı öğrencilerin de,okula zorla geldiğini,dersi dinlemek yerine arkadaşıyla konuşmayı veya pencereden dışarıyı izlemeyi tercih ettiğini görürüz.Yine bazı öğrenciler zor bir problemle karşılaştıklarında problemin üzerine gidip masadan kalkmazken,bazıları da en kısa sürede pes edip soruyu bırakırlar.İşte bu iki tip öğrenci arasındaki farkın esas nedeni güdülenmedir.Olgunlaşma ve yetenek düzeyi aynı olan iki öğrenciden biri daha iyi öğreniyorsa güdülenme düzeyi bu farkı ortaya çıkaran baş aktördür.
Bireyin,özellikle öğrencilerin başarı hedefine güdülenmelerine yardımcı olabilmek için bu süreçte neler olup bittiğini bilmek gerekir.Bu konuda birçok teori bulunmaktadır.Bunların bir kısmı insanı pasif bir organizma olarak ele alır ve hedefe bağlanmayı yani güdülenmeyi sağlayan şeyin aslında insanın ihtiyaçları olduğu tezini savunur.Bir başka deyişle insan hangi ihtiyaç içindeyse o hedefe yönelik davranış gösterir.Dolayısıyla hedef güdülenmede oldukça önemli bir yere sahiptir.Hedef belirlendiği andan itibaren birey artık o hedefe yönelik davranış sergilemeye girişir.
Hedeflerin yanı sıra,güdülenmedeki bir diğer önemli unsur da ödül elde etme arzusudur.Ödüller farklı kaynaklardan beslenebilir; bunlar iç kaynaklı ve dış kaynaklı olabilir.”Dış kaynaklı ödül” için kısaca; insanın temel olmayan ihtiyaçlarını besleyen ödül tipidir diyebiliriz.Yani birey,fark edilmek,zekasını ispatlamak,yüksek not almak,mahcup olmamak veya iyi bir izlenim bırakmak gibi sebeplerden dolayı ödülü istiyorsa bu ödül dış kaynaklıdır.Öte yandan,”kendimi geliştirmek için,sevdiğim için” gibi sebeplerle güdülenildiğinde bu iç kaynaklı güdülenmedir.Öyle ya da böyle,asıl olması gereken iç kaynaklı güdülenme şeklidir ki şayet birey içten güdülenme gerçekleştirirse,dıştan güdülenmedeki güdülenme sebepleri de kendiliğinden tatmin olmuş olacağından dış kaynaklı güdülenmeye gerek kalmayacaktır.
İç kaynaklı güdülenen birey başarısızlık durumunda bunu içselleştirmez.Araştırmalar bu tip bireylerin başarısızlık nedenlerini kendilerinde değil,harcadıkları çabada,izledikleri çalışma yönteminde aradıklarını göstermektedir.Ayrıca daha gerçekçi olduklarını ve başarısızlığa karşı daha dirençli oldukları ortaya konmuştur.
Bütün bunlar ele alındığında,içten güdülenme kişisel karar teorisine önemli etkilerde bulunmaktadır.İçten güdülenme bireylerin yaptıkları işte kendilerini ne derece özerk algıladıklarını ve bu işin ne denli kendi iradelerine bağlı olduğunu fark etmeleridir.Birey kendince güdülendiğinde verdiği kararlar da tutarlı ve dengeli olacaktır.İş ve eğitim alanında da birey kontrolün kendi iradesinde olduğunu fark ettiğinde kişisel karar teorisi devreye girecek ve kendisine ve yaptığı işe katkısı olacaktır.

BURAK KERECİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder