19 Mart 2010 Cuma

SİYASETE BULAŞMIŞ FUTBOL

Türkiye iki haftadır yoğun olmakla birlikte sezon başından bu yana çıkar gruplarının Diyarbakırspor üzerinden oynadığı oyunlara şahit oluyor.Açılımın başkenti Diyarbakır her hafta futbol takımının üzerindeki futbol dışı emellerle karşı karşıya.Ancak son iki haftadır yaşananlar ne yazık ki çok ileri boyutlara taşınmış durumda.Diyarbakır’da oynanan Bursa maçında yaşanan olaylara be bu haftaki İstanbul Büyükşehir Belediye spor maçının tatil oluşuna baktığımızda planlanmış eylemlere devletin de engel olamayarak bir şekilde yardımcı olduğunu görmekteyiz.

Önce Bursa maçına bakalım…İki takımın arasında yaklaşık 5 ay önce yapılan karşılaşmada Diyarbakırspor bayrağı yere atılıyor,malum tezahürat tekrarlanıyordu.Buna da İstiklal Marşımızı söylemeyen Diyarbakırlı taraftarların yol açtığı söyleniyordu.Fakat burada gözden kaçan durum ,orda ki provokatör grubun hiçbir şekilde tüm şehri temsil etmediğiydi.Ve de senaryonun devamının çekilmesi için iki takımın oynayacağı 2. maça söz kesiliyordu.2 hafta önce oynanan müsabakada öyle olaylar yaşandı ki;herhalde hakem doğru bir karar vermeyip maçı tatil etmese senaryoyu oluşturan grupların elinde daha renkli bir senaryo olabilirdi.

Ancak yaşanan ne yazık ki bir zaaftı devlet için.Çünkü orada yaşanan olayların hiçbirine engel olamamıştı, devlet.Seneler önce terörist başının İtalya’da olduğu haberleri İtalya Türkiye arasında gerilimli bir ortam yaratmış,Galatasaray ile Juventus takımlarının aralarında oynayacağı maç , bugün ki Diyarbakır- Bursa maçından kat kat daha önemli bir hal almıştı.Ancak devlet orada otoritesini ve gücünü kullanmış, çıkabilecek eb ufak bir olaya bile en gel olmuştu.Yani devlet futbolu siyasetten uzak tutmayı başarmıştı.

Bugünlere tekrardan dönelim…
Olaylı bir şekilde geçen ve hakemin tatil ettiği Diyarbakır-Bursa maçından sonra artık Diyarbakır’ın her maçı çok kritikti.Çünkü provokatörlerin yol açacağı maç tatile gideceği bir maç daha Diyarbakır’ın sonuydu.Çünkü futbolun kanunları belliydi.Bir takımın taraftarı, aynı sezon içinde 2 kez maçı tatile götürecek olaylara neden olursa o takım küme düşer maddesi çok açıktı.İBB maçından 88 dakika bekleyen sözde taraftarlar , yedikleri golden sonra içeri girdi ve hakem maçı tatil etti.Ama burada yaşananlar bir hafta öncesinden çok farklıydı.Devletin valisi oradakilerin çıkar grupları olduğunu ,hakemin maçı tatil ederek bir şekilde çıkar gruplarının oyunlarına teslim olunduğunu açıkça beyan etti.Gerçekten de hakem bu oyunu oynayanların ekmeğine yağ sürmüştür.Hakem futbolcuların sadece ama sadece amaçlarının futbol oynamak olduğunu göz ardı etmiş ,kalan kısa zamanı her türlü teminatın kendisine verilmesine rağmen maçı tatil etmiştir.Ama tekrardan altı çizilmesi gereken durum en büyük zararı göreninin futbolcular olduğudur.Diyarbakırspor forması giyip de ender olarak Diyarabakırlı olan futbolculardan ,kaptan Barış’ın maçın tatil edilmesinden sonra olayların olduğu tribün önünde çöküp olan biteni çaresiz gözlerle izlemesi gerçekten çok acıdır.Yani kaybeden kaptan Barış olmak üzere diğer Diyarbakırsporlu futbolcular olmuştur.

Sonuç itibariyle eğer Diyarbakır küme düşerse çıkar grupları şehri futboldan uzak tutacak,ve de amaçlarına ulaşmış olacaklar.Bundan sonra Van’da ,Hakkari’de ve de diğer doğu şehirlerinde yaşanacak olaylarında önü açılacaktır.Ermeniler ile İtalyanlar ile futbol üzerinden dostluk kurmaya çalışan Türkiye kendi topraklarındaki ayrılıkçılığı körükleyecek.Yine sporda şiddet yasasını çıkartamamış devlet,yaşanacak bu tarz olaylara seyirci kalacak.Çünkü eğer bu devlet sporda şiddet yasasını çıkartmış olsaydı;spor müsabakalarında yapılacak provokatif eylemleri önlerdi.İki maçta yaşanan onca olaya rağmen bir tek gözaltı olmaması , bu yasanın çıkmamasındandır.Bundan sonra olan yine,tribüne gitmeye çekinen futbol taraftarlarına,potansiyel suçlu olarak gösterilen şehirlere ve de Barış gibi futbolculara olacaktır

ERDEM ÇETİN

1 yorum:

  1. Bu yazını günlerdir bekliyordum,çok güzel noktalara değinmişsin,yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil